PROBİOTİKLER – Köşe Yazısı – 23 Kasım Perşembe
Bağırsak, mantar, virüs, parazit gibi çok sayıda mikroorganizma tarafından kolonize edilmiştir. Bağırsakta bizimle yaşayan 100 trilyon civarında olan bakteri, maya ve virüslere “bağırsak mikrobiyotası” veya “bağırsak florası” denir.
Bağırsak, mantar, virüs, parazit gibi çok sayıda mikroorganizma tarafından kolonize edilmiştir. Bağırsakta bizimle yaşayan 100 trilyon civarında olan bakteri, maya ve virüslere “bağırsak mikrobiyotası” veya “bağırsak florası” denir.
Mikrobiyota ayrıca besinlerin üretimi, sindirim, detoksifikasyon, patojenlere karşı koruma ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi birçok önemli konuda fayda sağlamaktadır. Bağırsaklar, mikrobiyotasının yalnızca pasif bir seyirci olmadığını aynı zamanda sirkadiyen ritm, beslenme alışkanlıkları, metabolizma ve bağışıklık dahil olmak üzere birçok işlevi aktif olarak etkilediğini ortaya çıkardı.
Sindirim sisteminde bulunan bağırsak mikrobiyotası bağışıklık dengesini düzenleyerek genel sağlığa katkıda bulunur. Yalnızca bölgesel bağırsak bağışıklık sistemini düzenlemekle kalmayıp aynı zamanda sistemik bağışıklık tepkileri üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Bağırsakta bulunan özel bir doku bağışıklık sisteminin yaklaşık %70’ini oluşturur, yani bağışıklık sistemimizin yaklaşık %70’i bağırsaklarda bulunur. Güçlü bir bağışıklık sistemi için bağırsak sağlığı esastır. Bağırsak sağlığı ise bağırsak fizyolojisi, anatomisi haricinde sindirim sisteminde yaşayan mikroorganizmaların dengesini de ifade eder. Sağlıklı bağırsaklara sahip olmak genel sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz için çok önemlidir. Güçlü bir mikrobiyota hastalıklardan korunmak için çok önemlidir.
Bağırsak mikrobiyotasının dengesi oldukça hassastır. Stres, yetersiz uyku ve kötü beslenme, uzun süreli ve sık antibiyotik kullanımı başta olmak üzere pek çok dış etken bu dengenin bozulmasına sebep olabilir. Bağırsak mikrobiyotasının dengesinin bozulması hayat kalitesini önemli ölçüde düşürür. Bununla beraber, vücuttaki tüm sistemlerin işleyişi birbirine bağlı olduğundan, bir sistemin dengesinin bozulması diğer fonksiyonlarda da aksamalara neden olur. Bu aksamalar; alerjileri, hormon dengesindeki ve bağışıklık sistemindeki bozuklukları ve cilt problemlerini beraberinde getirir.
İnsanlar bağırsak mikrobiyotalarının bozulduğunu sindirim sistemlerindeki yaşadığı sıkıntılarla anlar. Sağlıklı çalışan bir sindirim sistemi yiyecek ve içecekleri sindirme konusunda problem yaşamazken, vücuttaki yararlı bakterilerin azalması ile sindirim sisteminde sorunlar meydana gelir. Gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal ya da mide yanması gibi sağlıklı işleyen bir sindirim sisteminde pek karşılaşılmayan bir rahatsızlık durumunda mikrobiyotada bir denge bozukluğundan söz etmek mümkündür.
Bağırsak floranızın dengesini yeniden sağlamak için probiotik kullanmak bağırsak sorunlarını çözmeye yardımcı olur. Bacillus clausii gibi iyi bakteriler, düzenli tüketildiğinde bağırsak florasını yeniden dengeleyebilir. İyi ve kötü bakterilerin denge halinde bulunduğu bir bağırsak çeşitli sindirim problemlerinin oluşma riskini azaltır. Vücudumuzdaki yararlı bakteriler sadece bağırsaklarda bulunmaz . Vücudumuzun büyük bir alanında vardır. Özellikle kadınlarda vajinal floranın bozulması birçok sağlık sorununa yol açar. Vajinal floradaki laktobasiller, glikozun fermantasyonu yoluyla laktik asit üreterek vajen pH’ ı düşürür ve patojenlerin çoğalmasına karşı önemli bir savunma mekanizması olarak bilinen vajinanın asit ortamını oluştururlar.
Probiotikler
Vajinal pH dengesini korumada dışardan alabileceğimiz desteklerden biri probiyotiklerdir. Probiyotikler, doğumdan itibaren yaşam boyunca sağlıklı beslenmeyle alınabilen veya ağızdan takviyelerle alınabilen dost bakterilerdir. Tıpkı probiyotiklerin bağırsaktaki bakterileri desteklemesi gibi, bunların da vajinadaki bakterileri ve vajinal florayı desteklediği bildirilmektedir.