Migren, sinir sinyallerini geçici olarak etkileyen anormal beyin aktivitesi sonucu başın bir tarafında zonklayan bir ağrı ile ortaya çıkan şiddetli baş ağrısına neden olan nörolojik bir hastalıktır. Migren, hasta yaşamında uzun yıllar boyunca var olan, birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilen ağrı atakları olur. Genetik özelliklerin gelişiminde etkili olabildiği migren baş ağrıları genel olarak bulantı, ışığa ve sese karşı hassasiyetin eşlik ettiği tek taraflı baş ağrısı olarak tanımlanabilir. Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol aldığı bir hastalık olan migren, saf genetik geçişli bir hastalık değildir. Fakat ailesinde migren olan kişilerin çocuklarında migren olma riski toplumdakinden yüksektir.
Migren nedeni tam belli olmayan bir hastalıktır. Bazı tetikleyici faktörler migrenin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Migrenin genetik geçişi, auralı migrende görülürken; aurasız migren genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu ile açıklanır. Migrende genetik faktörler, bu baş ağrısı tipinin meydana gelmesinde etkili faktörlerden birisi olarak kabul edilir. Aile bireyleri ve yakın akrabaları içerisinde migren hastası bulunan kişilerde migren baş ağrısı ortaya çıkma riski genel olarak 3 kat artmış olarak değerlendirilir.
Migren yaygın olarak auralı ve aurasız olarak ikiye ayrılır. Bu iki tür arasından en sık görülen migren çeşidi %90'lık oranıyla aurasız migrendir. İki migren türünün de birbirinden şiddet olarak çok bir farkları yoktur. Ancak kişide ortaya çıkardığı belirtiler bazı yönleriyle farklılık göstermektedir.
Auralı Migren Nedir?
Auralı migren belirtileri, kimi zaman migren atağından önce ortaya çıkabilir ve kişinin bir migren atağı yaşayacağına dair uyarı niteliğinde olabilir. Kimi zaman ise baş ağrısının gelişimi sırasında ortaya çıkar. Migren hastalarının önemli bir bölümü auralı migren belirtilerini hissederler. Aura belirtilerinin yaşandığı aşama genellikle çok uzun sürmez. 30-60 dakikalık bir süre zarfında ortadan kaybolur. Auraların fiziksel, görsel ve dilsel bozukluk yaratan çeşitli türleri vardır. Görsel aura yaşayan kişilerin görüşlerinde bir bozulma meydana gelir. Kişi baktığı yerde renkli lekeler, yıldızımsı şekiller ve görüş alanında çeşitli kör bölgeler ortaya çıkabilir, gözünü kapatsa bile düzelmeyen renkli zikzak şeklinde ışıklar görebilir. Auralı migrenin görüldüğü bazı ileri seviye vakalarda geçici körlük gibi ileri belirtiler de tespit edilmiştir.
Bu belirtiler kişi gözünü kapattığında da devam eder ve kişi kendisini ışıksız bir ortama atmak ister. Auralı migren kimi zaman da fiziksel belirtiler gösterir. Bu belirtiler arasında karıncalanma, dokunma duyusunda eksiklik, baş dönmesi ve uyuşma gibi belirtiler oldukça yaygındır. Aynı zamanda kişinin konuşmasında da çeşitli bozulmalar meydana gelebilir. Kişi konuşmaya çalışırken kekeleyebilir ve ağzından doğru kelimeyi çıkartmak için büyük efor harcar.
Migren Nedir? Auralı ve Aurasız Migren Çeşitleri.
Aurasız Migren Nedir?
En sık görülen migren çeşidi
aurasız migren, 4-72 saatlik tekrarlayan baş ağrısı ataklarıyla karakterizedir. Aurasız migren tipik olarak tek tarafta lokalizedir ve orta ile ciddi arasında değişkenlik gösteren bir ağrı düzeyine sahiptir. Işığa ve sese karşı hassasiyetin yanı sıra, fiziksel aktivite ile tetiklenen baş ağrısı da aurasız migren belirtileri arasında sayılabilir. Migren atakları için dört farklı evre bulunmaktadır. Bu evreler kimi zaman birbirlerini takip edebilirken kimi zaman da sadece bir tanesi ortaya çıkar. Yani her migren atağı aynı özelliği göstermeyebilir. Bu evreler atak öncesi, aura, atak ve atak sonrası şeklinde isimlendirilir.
Atak öncesi ilk evrede daha çok migren atağının habercisi olan belirtiler görülür. Bu evre migren hastalarının birçoğunda görülmektedir. Bu belirtiler sayesinde hasta, bir migren atağının yaklaşmakta olduğunu anlayabilir. Kişide depresif bir ruh hali görülebilir, ruh halinde çalkantılar olur, sık sık esneyebilir, kabızlık, aşırı yemek yeme isteği ve ışık ile sese karşı hassasiyet duyabilir. Bu belirtiler duruma göre migren atağından birkaç gün veya birkaç saat önce ortaya çıkabilir. Kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. İkinci evre ise aura evresi olarak isimlendirilmektedir. Bu evre genellikle kısa sürelidir ve ortalama 20-25 dakika civarı sürmektedir. Bu evrenin en karakteristik özelliği ise görüşte ortaya yüzün bir kısmında uyuşma, konuşma bozukluğu, karıncalanma, uyuşma ve dokunurken hissizlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Üçüncü evre ise atak evresidir. Bu evrede kişi yoğun bir baş ağrısı yaşar.
Hissedilen yoğun baş ağrısı ense, şakaklar, göz çevresi ve genel olarak baş bölgesindeki herhangi bir yerde ortaya çıkabilir. Genellikle bu ağrı tek bölümlüdür. Kişi baş ağrısıyla birlikte başında bir zonklama da hisseder. Migren atağı sırasında bulanık görme, baygınlık, kusma, mide bulantısı, ışığa ve sese karşı hassasiyet, görüş bozuklukları ve baş dönmesi gibi birçok farklı belirti yaşanabilmektedir.
Migren atağı yaşayan kişilerde fiziksel aktivitenin artışıyla birlikte baş ağrısı da artar. Kişi genellikle bu esnada kendisini karanlık bir odaya kapatıp uyumak ister. Böylelikle yaşam kalitesi oldukça düşer ve kendisine ayırdığı vakit önemli ölçüde azalır. Ataklar kimi zaman 4 saat sürerken kimi zaman da 72 saate kadar uzayabilmektedir. Baş ağrısı hissinin yanında sık sık boyun ağrısı da görülmektedir. Atak sonrası evrede ise migren atağı geçirmiş olan kişi kendisini oldukça halsiz ve bitkin hisseder. Ancak yoğun baş ağrısı azaldığı için de rahatlamıştır. Ağrı kesilmiş olsa bile ataktan sonraki ilk gün baş dönmesi, çalkantılı ruh hali ve ışıkses hassasiyeti gibi belirtiler devam edebilmektedir. Migreni tam olarak yok eden kesin bir tedavi yöntemi maalesef yoktur.
Migren hastalığında uygulanan ilaç tedavisi akut atak ve koruyucu önlem tedavisi olarak ikiye ayrılmaktadır. Akut atak tedavisinde amaçlanan; migren ataklarını tekrarlamadan tedavi etmek, baş ağrısının şiddetini azaltıp ortadan kaldırmak, atağın yaşandığı süreyi kısaltmak ve genel olarak yaşanan migren atağının şiddetini azaltmaktır.
Migren tedavisinde asıl amaç, hastaların yaşadığı atakların sayısını ve sıklığını azaltmak ve bununla birlikte yaşanan atakların şiddetini azaltmaktır. Bu amaçla da hastaya çeşitli migren ilaçları tavsiye edilebilir ve ek olarak ilaçsız tedavi yöntemleri de uygulanabilir. Tedavide kullanılan ilaçlar sayesinde baş ağrısının şiddeti azalır ve eğer kişide baş ağrısını takip eden mide bulantısı gibi belirtiler varsa bunlar ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Doğal olarak kullanılan bazı yağlar migren ataklarında önlemek için faydalanırız. VETİVER ,PEPPERMİNT , FRANKİNCENSE (Günlük) bunlardan en değerli olan yağlardır. Frankıncense özellikle takıntılarda, ağrıların başlamadan önceki atak öncesi evrede güzel etki ediyor. Nane migrenin atak evresinde vetiverde iki evrede de güzel yanıt veren kıymetli yağlardandır. Alternatif bir çözüm arayanlar için bir çıkış noktası olabilir.
Köşe Yazısı: Gülsüm Yağcı GİTMİŞ