İMO İzmir Şubesi: Türkiye’de 6-7 milyon riskli yapı var!

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 17 Ağustos Marmara Depremi ve Deprem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de 6 ila 7 milyon arası riskli yapı bulunduğunu açıkladı.

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 17 Ağustos Marmara Depremi ve Deprem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de 6 ila 7 milyon arası riskli yapı bulunduğunu açıkladı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en büyük depremlerinden biri olan 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 24. yıl dönümü ve Deprem Haftası nedeniyle yazılı basın açıklaması yaptı. Depremlerin yarattığı yıkımın nedenlerine ve bu tür felaketlerin önlenmesine yönelik alınması gereken önlemlere vurgu yapılan açıklamada, 17 Ağustos Marmara Depremi, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 Van Depremleri ile 6 Şubat depremlerini hatırlatıldı. Açıklamada, depremlere karşı alınması gereken önlemlerin ciddiyetle ele alınması, yapı denetimi ve inşaat süreçlerinin kamusal bir sorumluluk olarak görülmesi ve uzun vadeli, kalıcı politikaların uygulanması çağrısı yapıldı. Toplumsal bir farkındalığın oluşturulması gerektiğine ve depremlere karşı hazırlığın sadece deprem yönetmelikleri ile yapı denetim mevzuatıyla sınırlı kalmaması gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “Özellikle son 20 yıl içerisinde başta depremler olmak üzere tüm afetlere yönelik politikaların ve atılması gereken adımların tüm boyutlarıyla neler olması gerektiği konularında, başta kamu kurumları ve karar organları olmak üzere hemen her kurum tarafından raporlar, planlar hazırlanmış ve kararlar üretilmiştir. Ancak son depremler sonuçları itibarıyla göstermektedir ki, alınan kararlar ve yapılan çalışmalar büyük oranda palyatif kalmış durumdadır. Dolayısıyla öncelikle sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile kamunun ihtiyaç ve menfaatlerini gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır. Gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır. Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hakim olması kaçak yapılaşmanın önünü açmakta bunun sonucunda da imar afları zorunlu hale gelmektedir. Tarımsal ve riskli alanların yapılaşmaya açılması sınırlandırılmalı, sorunlu, zayıf zeminlerde yüksek katlı konut ve benzeri yapılar için yapı izni verilmemelidir. İstisnai durumlarda kural ve kriterler titizlikle belirlenmeli ve denetlenmelidir. Özellikle çok katlı konut yapılarında yapısal düzensizlik yaratan uygulamalara son verilmelidir” ifadelerine yer verildi.

6-7 MİLYON RİSKLİ YAPI VAR

Riskli yapıların durumuna da dikkat çekilen açıklamada, “TBMM`nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye`de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Bu risk ortadan kaldırılmadığı veya azaltılmadığı sürece ülkemiz büyük yıkımlarla defalarca yüzleşeceği gibi, depremler sonrası müdahalelerde de yetersiz kalmaya mahkum olacaktır” denildi.