Geçen yıl şubat ayında ülkemizi derinden etkileyen
deprem hala acısı çok taze … Ülkemiz deprem bölgesinde olduğu için özellikle bu konuda bende sağlık açısından değerlendirmek, birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istedim.
Depremler, sadece yapıları yıkmakla kalmaz, aynı zamanda insan sağlığı üzerinde de ciddi etkilere sahip olabilir.
Depremlerin neden olduğu sağlık sorunları, genellikle afetin ilk günlerinde acil tıbbi müdahale gerektiren yaralanmalardan başlar, ancak uzun vadede de etkilerini gösterebilir. Bu yazıda, depremlerin sağlık üzerindeki geniş kapsamlı etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz ve acil durumun hemen ardından ortaya çıkan sorunlardan uzun vadeli sonuçlara kadar geniş bir yelpazede ele alacağız.
Resim.1.şubat 2023 depreminde eczacıların kendi imkanlarıyla kurdukları çadır eczane tabelası.
Resim.1.şubat 2023 depreminde eczacıların kendi imkanlarıyla kurdukları çadır eczane tabelası.
Depremin Hemen Sonrasındaki Sağlık Sorunları
Depremler, genellikle hemen sonrasında ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Yıkılan binalar altında kalanlar, düşen nesnelerin neden olduğu yaralanmalar ve çeşitli travmalar gibi acil tıbbi müdahale gerektiren durumlarla karşılaşılabilir. Bu tür acil tıbbi müdahaleler, depremin ilk saatlerinde hayat kurtarıcı olabilir.
Deprem sonrası hemen sağlık hizmetlerine erişim, depremin ciddiyetine ve etkilenen bölgenin altyapısına bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Bazen, sağlık hizmetlerinin erişimi ciddi şekilde kısıtlanabilir ve yaralılar için yeterli tıbbi bakım sağlanamayabilir. Bu durum, sağlık sistemlerinin ve acil durum müdahale ekiplerinin kapasitesini aşabilir.
Ayrıca, depremler sıklıkla temiz su kaynaklarının kirlenmesine, sanitasyon sistemlerinin zarar görmesine ve hijyen koşullarının kötüleşmesine neden olur. Bu durum, su kaynaklı hastalıkların yayılmasına ve enfeksiyon riskinin artmasına yol açabilir. Özellikle yaralılar için enfeksiyon riski yüksektir ve uygun tıbbi bakım sağlanmadığında ciddi sonuçlar doğurabilir.
Psikolojik Etkiler ve Ruhsal Sağlık
Depremler, sadece fiziksel sağlık üzerinde değil, aynı zamanda ruhsal sağlık üzerinde de derin izler bırakabilir. Depremler sırasında yaşanan korku, endişe ve travmatik deneyimler, birçok insanın psikolojik sağlığını etkileyebilir. Bu durum, deprem sonrası
post-travmatik stres bozukluğu (PTSD),
depresyon,
anksiyete ve diğer
ruhsal sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açabilir.
Depremlerin psikolojik etkileri, genellikle acil durumdan sonra ortaya çıkar ve uzun vadeli olabilir. Topluluklar, kayıplarla başa çıkmaya çalışırken, sıklıkla
travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, toplumun genel sağlığı ve refahı üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir ve uzun vadeli psikolojik destek ve tedavi gerektirebilir.
Toplumda Uzun Vadeli Etkiler
Depremin sağlık üzerindeki uzun vadeli etkileri, genellikle deprem sonrası dönemde ortaya çıkar. Deprem sonrası sağlık sorunlarının ve ruhsal sağlık sorunlarının iyileşmesi zaman alabilir ve toplum üzerinde kalıcı etkilere neden olabilir. Özellikle depremden en çok etkilenen gruplar arasında çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve kronik sağlık sorunları olanlar bulunmaktadır. Bu gruplar, depremin sağlık açısından en savunmasız olan kesimleridir ve uzun vadeli destek ve bakım gereksinimleri olabilir.
Depremin sağlık hizmetlerine olan etkisi, toplumun genel sağlık durumunu da etkileyebilir. Deprem sonrası sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi, toplumun genel sağlık durumunu iyileştirmek için önemlidir. Ayrıca, deprem sonrası sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve acil durum hazırlıklarının güçlendirilmesi, gelecekteki felaketlerde daha etkili bir şekilde tepki verilmesine yardımcı olabilir.
Önleme ve Hazırlık
Depremin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmanın en etkili yollarından biri, önleyici önlemler almak ve felaket hazırlığı yapmaktır. Deprem riski taşıyan bölgelerde güvenli yapı standartlarının uygulanması, binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve acil durum planlarının oluşturulması hayati öneme sahiptir. Ayrıca,
toplumda deprem bilinci ve hazırlığı konusunda eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.
Sağlık sistemlerinin depreme hazırlıklı olması ve
deprem sonrası müdahale kapasitelerinin güçlendirilmesi, depremin sağlık üzerindeki etkilerini azaltabilir ve toplumun sağlık açısından daha dirençli olmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse;
Depremler, sağlık üzerinde ciddi ve geniş kapsamlı etkilere sahip olabilir. Acil durumdan uzun vadeli etkilere kadar, depremlerin sağlık üzerindeki etkileri derinlemesine incelenmelidir. Önleyici önlemler almak, felaket hazırlığı yapmak ve toplumu eğitmek, depremin sağlık üzerindeki etkilerini azaltmanın ve toplumun daha sağlıklı ve daha dirençli hale gelmesini sağlamanın anahtarlarıdır.
Köşe Yazısı: ECZ. Gülsüm Yağcı GİTMİŞ