23 Aralık 2023 Cumartesi
SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARI - Köşe Yazısı -11 Haziran 2024
İzmir Çiğli'de Cinayet
Çekirdekten Ağaca - Köşe Yazısı - 16 Mayıs 2024
Sağlıklı Bir Yazın Anahtarı - Köşe Yazısı - 09 Mayıs 2024
Bolu Dağı'nda sis sürücülerin görüş mesafesini düşürdü
Müdür Yardımcısı Gözde Yoksul: Çocuklar Geleceğin Teminatı - 23 Nisan
Türkiye’de futbol öyle bir hal aldı ki, bana ayrılan bu köşe yazısında bile iki haftadır ne dilediğim yazıyı içimden gelerek yazabiliyorum ne de güncel haberleri içimden gelerek değerlendirebiliyorum.
İzmir futbolunu dilimiz döndüğünce anlatmak isterken, ulusal olarak ne durumdayız ki yerel olarak eleştiri yapayım diye düşünmeden alamıyorum kendimi. Son 10-15 gündür Türk futbolunda öyle garip spor dışı olaylar yaşanıyor ki, futbolu takip eden-etmeyen herkesin aklında tek soru canlanıyor: “Bunlar nasıl kafalar?” Geçtiğimiz hafta ne spor sahalarında ne diğer meslek gruplarında ne de normal sıradan hayatımızda görmek istemediğimiz bir durumla karşılaştık.
Halil Umut Meler’in yediği yumruk sanki hepimize atıldı hepimiz üzüldük, hepimiz tekmelendik. Ama yaşanılan olay birkaç saat içerisinde öyle bir tiyatral hala getirilip dramatize edildi ki. Ne siyaseti kaldı ne siyasetçisi, ne tarafı ne tarafsızlığı, ne hakemi kaldı ne futbolcusu. Yaşanılan olaylar üzerine herkes konuştu, herkes fikrini paylaştı. TFF tarafından arkasında uzun süre durulamayan bazı kararlar alındı; süresiz ertelenen lig iki (!) gün ertelenerek tekrar başladı. Ne bir kulüp ceza aldı ne de bunun üzerinde konuşuldu. Geçmişte kulüp başkanlarının ardı arkası belli olmayan açıklamalarıyla dolan bu bardak o gece taştı ve şiddete başvuruldu.
Sonra ne mi oldu? Özürler, açıklamalar, Vatan, Millet ve Sakarya… Salı günü ligimiz tekrar başladı ve tekrar kaos, İstanbulspor–Trabzonspor müsabakası 72.dakika itibariyle yarıda kaldı. İstanbulspor başkanı, hakemin hatalı karar verdiğini düşünerek takımı sahadan çekme kararı aldı. Futbolcuların emekleri boşa sayılarak, başkana yalvarılması yok sayılarak sahadan bir başkan yüzünden çekildi koca İstanbulspor. Artık birilerinin dur demesi gerekiyor.
Birilerinin, kulüp başkanlarının yalnızca bu kurum ve kuruluşların idaresinde olduğunu, bu sürecin geçici, kulüplerin kalıcı olduğunu anlatması gerekli. Ben bir Türk vatandaşı olarak hem spor sahalarında hem de saha dışında insanların (!) kendi adaletini sağlamaya çalışmasından korkuyorum. Biz sadece futbol izlemek istiyoruz, hatasıyla, günahıyla, sevabıyla…
Biz sadece yaşamak istiyoruz; şiddet olmayan bir dünyada…
Köşe Yazısı: Mert Seyfali KOCA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.