20 Kasım 2024 Çarşamba
SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARI - Köşe Yazısı -11 Haziran 2024
İzmir Çiğli'de Cinayet
Çekirdekten Ağaca - Köşe Yazısı - 16 Mayıs 2024
Sağlıklı Bir Yazın Anahtarı - Köşe Yazısı - 09 Mayıs 2024
Son dakika ! İzmir'de polis ekibine silahlı saldırı: 2'si ağır 3 yaralı.
Müdür Yardımcısı Gözde Yoksul: Çocuklar Geleceğin Teminatı - 23 Nisan
Toplumda sık görülen bir cilt hastalığı olan sedef, tamamen tedavi edilemiyor. Ancak sedef, tansiyon ya da şeker hastalığı gibi kontrol altında tutulabiliyor. Doğru tedavi ve düzenli hekim kontrolü sayesinde hastaların yaşam kalitesi yükseltilebiliyor.
Deride hastalığa adını veren sedef rengi kepeklenmelerle kendini belli ediyor. Özellikle vücudun görünen kısımlarında meydana gelmesi hastalarda büyük sıkıntı yaratıyor. Toplumda sık görülen bir cilt hastalığı olan sedefin, bulaşıcı zannedilmesi ise hastaların hayatını iyiden iyiye zorlaştırıyor.
Dünyada 125 milyon sedef hastası olduğu tahmin ediliyor. Görülme sıklığı bölgelere ve ülkelere göre değişkenlik göstermekle beraber yüzde 1 ila 3 arasında değişiyor. Türkiye’de ise yüzde 2,5 ila 3 arasında görüldüğüne dair araştırmalar bulunuyor
Gelişen tıpla birlikte günümüzde önemli bir sorun olmaktan çıkan sedef hastalığının nedenlerini, seyrini ve tedavi sürecini Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz’la konuştuk.
Sedef hastalığının birkaç yüzü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yılmaz en yaygın belirtilerini şöyle anlatıyor: “Deride genellikle beyazımsı, gümüşi renkte kepeklenmelerle kızarıklıklarla seyrediyor. Belirtiler daha çok saçta, dizde ve dirsekte ortaya çıkıyor.”
Hastalığın sebebi kesin olarak bilinmese de birçok faktör sedefe yol açabiliyor. Prof. Dr. Yılmaz söz konusu etkenler için şunları söylüyor: “Bağışıklık sistemindeki bazı mekanizmaların değişmesi, birtakım genetik yatkınlıklar ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Çevresel faktörler derken bu bir boğaz enfeksiyonu, bazı ilaçlar, alkolün aşırı kullanımı, sigara kullanımı, deriyi keseleme, lifleme, güneş yanığı ve stres olabiliyor. Tüm bu faktörler hastalığı başlatabiliyor ya da alevlendirebiliyor.” Genellikle her yaşta sedef hastalığı görülebiliyor. Prof. Dr. Yılmaz, bir aylık bebekte de 90 yaşında bir kişide de bu hastalıkla karşılaşılabildiğine dikkat çekerek, “Hastalık bir kez olduktan sonra artık hayat boyu ‘kötü arkadaş’ diye tanımlayacağımız şekilde seyir gösteriyor. Tıpkı tansiyon ve şeker gibi hayat boyu sürme potansiyeli olan, alevlenmelerle gidecek bir hastalık” diyor. Neyse ki sedef kolay teşhis edilebilen bir hastalık. Ancak tedavi aşamasına geçmeden evvel hastalıkla ilgili başka kıstaslar da titizlikle inceleniyor.
“Teşhisi koyduktan sonra özellikle tırnak tutulumuna bakarız. Çünkü tırnak harabiyeti sıkça görülür. Bu hastalarda obezite de görülebiliyor. 50 yaşın üzerindekiler kalpdamar hastalıklarına yatkınlık olabiliyor. Hasta sedefi oldukça daha çok yemek yiyor, kilo alıyor. Hareketi kısıtlanıyor, içe kapanıyor. Bu birbirinin içinde bir kısır döngüye neden oluyor. Hastayı bu açıdan değerlendiriyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.