26 Nisan 2024 Cuma
SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARI - Köşe Yazısı -11 Haziran 2024
İzmir Çiğli'de Cinayet
Çekirdekten Ağaca - Köşe Yazısı - 16 Mayıs 2024
Sağlıklı Bir Yazın Anahtarı - Köşe Yazısı - 09 Mayıs 2024
Son dakika ! İzmir'de polis ekibine silahlı saldırı: 2'si ağır 3 yaralı.
Müdür Yardımcısı Gözde Yoksul: Çocuklar Geleceğin Teminatı - 23 Nisan
Köşe Yazısı: Gülsüm Yağcı GİTMİŞ
Kanser, kelime olarak Latincedeki ‘yengeç’ kelimesinden türemiş bir ifadedir. Bu isim yengecin bacaklarıyla tuttuğu yeri kolay kolay bırakmamasına benzetildiği için verilmiştir. Kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar.
Bütün kanser tipleri vücudun temel yaşam ünitesi olan hücrelerimizden gelişirler. Kanseri anlamak için normal hücrelerin nasıl kansere dönüştüğünü bilmek faydalı olacaktır. Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Yaşamın ilk yıllarında hücreler daha hızlı bölünürken, erişkin yaşlarda bu hız yavaşlar. Fakat hücrelerin bu yetenekleri sınırlıdır, sonsuz bölünemezler.
Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir ne kadar bölüneceğini bilir ve gerektiğinde ölmesini de bilir. Buna apoptosis yani hücrenin programlı ölümü denir. Normalde vücudun sağlıklı ve düzgün çalışması için hücrelerin büyümesi, bölünmesi ve daha çok hücre üretmesine gereksinim vardır. Bazen buna rağmen süreç doğru yoldan sapar, yeni hücrelere gerek olmadan hücreler bölünmeye devam eder. Bilincini kaybetmiş kanser hücreleri, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Hücrelerin merkezinde çekirdek içinde hücrenin ve organizmanın genetik bilgisinin saklandığı elektron mikroskopu ile de görüntülenebilen DNA olarak adlandırılan mikroskopik iplikçikler mevcuttur.
DNA hücrenin normal fonksiyonlarını görmesi için gereklidir. Kanserli hücreler bu DNA iplikçiğindeki hasardan dolayı oluşur. Hücrenin normal yaşam siklusunda DNA hasarı olsa da hücre ya bunu onarır ya da ölür. Kanserli hücrelerde hasarlanmış DNA onarılamaz ve kontrolsüz çoğalma başlar. DNA çevresel etkenler (kimyasallar, virüsler, tütün ürünleri veya aşırı güneş ışını vs gibi) nedeniyle hasar görebilir.
Beslenme alışkanlığımız ve yaşam tarzımızdaki sağlığımızı olumlu yönde değiştirecek değişiklikler yüksek oranda kanser risklerini azaltacaktır. Günümüzde pek çok yayın organı kullanılarak kanserden korunmak için tüketilmesi gereken besinler gündeme gelmektedir. Bunlardan bilimsel anlamda da çalışmalara konu olmuş ve etkileri ispatlanmış tavsiye edeceğim besinlerin başında likopen içeriği ile domates; polifenoller içeği ile yeşil çay; lutein açısından zengin mayalı süt ürünleri, brokoli ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi gelmektedir.
Benim sizlerle paylaşmak istediğim asıl konu ise kanser tedavisi sırasında bitkisel takviye kullanımıdır. Öncelikle belirtmek isterim ki kanser tedavisi sırasında kullanacağınız en ufak bir bitkisel takviye bilinçsiz bir şekilde kullanıldığı zaman bütün tedavi sürecini alt üst edebilir. Bu nedenle doktorunuz ve eczacınıza danışmadan bu süreçte bir bitkisel destek kullanma yoluna gitmeyiniz.
Yurt dışında ve ülkemizde bitkisel destekler konusunda uzmanlık yapan hekimler tarafından kanser tedavisinde kullanılmak üzere tercih edilen bitkisel destekler, bu zorlu tedavinin yükünü önemli oranda azalttığı tespit edilmiştir. En çok çalışmalara konu olan ve tedavide olumlu sonuç bitkisel desteklere bir göz atalım;
1. Geven (Astragalus membraceus ): Geleneksel Çin tıbbında yüzyıllardır bağışıklık sistemini güçlendirmek, üst solunum yolu enfeksiyonları ve soğuk algınlığına karşı koruma sağlamak, yara iyileştirici ve iştahsızlık gibi birçok rahatsızlıkta kullanılan astragalus bağışıklık sistemini uyarıcı etkisiyle Batı tıbbının dikkatini çekmiştir. Son yıllarda Amerika, Çin, Güney Kaliforniya ülkelerinde yapılan çalışmalarda Astragalusun kanser türleri üzerinde şaşırtıcı etkileri görülmüştür. İçerdiği polisakkaritler kanser çevresindeki akyuvar hücrelerini kanser hücrelerini öldürme yönünde aktivite gösteriyor.
Bir diğer içeriği saponin bağışıklık sistemini güçlendirirken kanser hücreleri üzerine doğrudan etki ediyor. Yapılan çalışmaların sonucuna göre özellikle kolon kanseri üzerine etkili bir konumda olduğunu gösteriyor. Yine içerdiği astagalozidlerin kanser hücrelerine karşı sitotoksik özellikleri varken astragalozid IV adlı fraksiyonun kalp fonksiyonlarını destekleyici özellikleri tespit edilmiştir. Bu özelliğiyle kronik kalp hastası ve kanserler mücadele eden hastalar için tedavide yardımcı olabilecek bir bitkisel destek haline gelmektedir.
2. Kedi pençesi (Uncaria tomentosa): Cats claw adıyla da bilinen bu bitki mutlaka doktor kontrollünde kullanılması gereken bir ‘bitkisel drogilaç’ sınıfındadır. Peru yerlilerinden bu güne miras kalan bu bitki oksindol alkoloidleri içerir. Bu alkoloidler bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Yine içerdiği proantosiyanidin yapılarıyla güçlu ̈antioksidan özellik gösterir. Cats claw özellikle östrojen hormonuna bağlı meme kanseri hastalarında oldukça etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
3. Zencefil (Zingiber officinale): Kanser hastalarının birçoğunda tercih edilen kemoterapi sırasında oluşan mide bulantıları için tavsiye edeceğim bitkilerden birisidir. Bilimsel birçok çalışma zencefilin mide bulantıları için anlamlı derece yararlı olduğunu göstermektedir. ancak kan sulandırıcı ilaçlar zencefil ile etkileşim gösterir. Bu nedenle kullanımında dikkat olunması gerekir. Zencefil, tarçın ve karanfil ile hazırlayacağınız bir çay faydalı olacaktır.
* Bugün paylaştığımız bütün bitkiler bilimsel makaleler ve deneylerle etkileri gösterilmiş olan bitkilerdir. Kemoterapinin zorlu sürecinden geçerken elbette doğanın bize sunduğu nimetlerden faydalanmalıyız. Fakat yazımın başında da ifade ettiğim gibi bitkisel takviyeleri doğru kullanmak kadar doğru zamanda kullanmak da önemlidir.
Tedavi sürecini yöneten doktorunuzun bilgisi olmadan tedavi sürecini değiştirecek yaklaşımlarda bulunmayınız. En önemlisi de hastalığınız ne olursa olsun önce bu hastalığın geçici olduğuna ve bir gün yeneceğinize, yeniden sağlıklı günlere kavuşacağınıza inanmalısınız.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.