DOLAR 34,5095 0.13%
EURO 36,4528 0.27%
ALTIN 2.955,310,70
BITCOIN 33661993,39%
İzmir
21°

HAFİF YAĞMUR

17:48

AKŞAM'A KALAN SÜRE

Fethiye Yıldırım

Fethiye Yıldırım

16 Mayıs 2024 Perşembe

İsraf – Köşe Yazısı – 30 Kasım 2023

İsraf – Köşe Yazısı – 30 Kasım 2023
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Gereksiz yere para, zaman, emek harcama, savurganlık ile başlayan onlarca anlamı olan israf, bu haftaki yazımız, çünkü hayatımızın en önemli kısmını oluşturmakta.
İsraf…

İlk önce mutfaktan başlıyor

 

EVLERDE GIDA İSRAFI

Araştırmalar gıda israfının en çok evlerimizde yapıldığını göstermektedir.
En çok çöpe atılan gıdaların başında ekmek ve unlu mamuller, sebze ve meyveler gelmektedir. Evlere alınan her 4 ekmekten biri her gün çöpe atılmakta.
Gıda israfının önlenmesinde bilinçli tüketim alışkanlıklarının kazandırılması büyük önem oluşturmaktadır.

Şöyle sıralayabiliriz;

* Buzdolabında neler olduğunu bilmeden plansız bir şekilde alışverişe çıkılması.

* Alışverişe çıkarken ihtiyaç listesi hazırlamadan anlık alışverişlerin yapılması.
* Evde mevcut olan gıdaların tekrar satın alınarak dolapta unutulması.
* İhtiyaçtan fazla yemek pişirerek porsiyon hesabının doğru yapılmaması
* Son kullanma tarihi yaklaşan veya bozulmaya yakın gıdaları vaktinde değerlendirememek.
* Yiyeceklerin buzdolabında nasıl saklanacağına dair bilgilerin tam olmaması.
* Yemeğin tuzlu, acı ve yanması gibi yenemeyecek duruma gelmesinden oluşan sıkıntılar.
* Gıda israfının hayatımıza ve geleceğe dair oluşmuş çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçlarından habersiz olmak.
* İsrafın şimdi ve ileride ne derece tehlikeli olduğunun ciddiyetini kavrayamamak.

 

İsrafın en büyük kaynaklarından biride;

YEMEK SERVİS SEKTÖRÜ:

Evlerden sonra en yüksek gıda israfının gerçekleştiği sektör olan yemek servis sektörü;
Restoranları, hastaneleri, catering şirketlerini ve iş yerlerini kapsamakta. İsraf miktarları kategorilere göre değişiklik olsa da en yüksek israf sırasıyla hastaneler, catering şirketleri, oteller ve restoranlarda gerçekleşmektedir.
Sektörlere bağlı olarak gıda israfının hangi aşamalarda gerçekleştiği de farklılık gösterir. Örneğin; Tabak artıkları hastanelerde en yüksek gıda israfını oluşturur.
* Hastanelerde hazırlık aşamasında bu kadar büyük bir israf yapılmamaktadır.
* Otellerde ise açık büfe atıkları ve artıkları ile beraber hazırlık aşamasında da yüksek miktarda gıda israfı gerçekleşmekte.
* Restoranlar da aynı şekilde hazırlık aşamasında yüksek oranda gıda boşa gitmektedir.

 

MARKETLER

Küreselleşme, kentleşmeyle beraber yaşam alışkanlıkları ve buna bağlı olarak tüketim alışkanlıklarımız da değişiyor.
Et, meyve, sebze ve hazır gıdaya olan talep giderek artış gösteriyor. Perakende noktalarının gıda israfındaki önemi ve yeri giderek artıyor.

 

PERAKENDE SEKTÖRÜ;

Distribütörleri, toptancıları ve halleri, süpermarketleri, market ve bakkalları, şarküterileri, kasapları, manavları kısaca gıda satışı yapılan tüm mekanları kapsamakta.
Satış kanallarında en çok paketli olmayan, meyve, sebze ve unlu mamuller israf edilmekte, çünkü bu gıdalar ısı, nem, bakteri gibi dış etkenlerden çok daha fazla etkilenmektedir.
Global gıda israfının %5’indan perakende sektörünün sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Perakende sektöründe gıda israfına yönelik alınacak önlemlerin evlerdeki tüketim alışkanlıklarına etkili bir şekilde yön vererek daha geniş bir etkisi olacaktır.
Dikkatli baktığımız da ilginç bir tezat var çünkü;
Bir yanda sayısı 1 milyara ulaşan aç insan, bir yanda 1,5 milyar obezite sorunu yaşayan insan, ortada ise dünyada üretilen gıdanın üçte birinin çöpe gitmesi gibi bir gerçek…
Bu gerçeğin ağırlığı tüm dünyayı gıda israfını azaltmak için seferber etmiş durumda bunun içinde bilinçli tüketici olmak için, stratejiler, öneriler, yol haritaları ve politikalara ihtiyacımız var ama bunların acilen uygulamaya geçirilmesi şart.
Bilinçli tüketici olarak her konuda israfın önüne geçmek için üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmalı ve bir çok insana örnek,ön ayak olma zamanı !

 

İsraf’ın hayatımız da diğer rolleri;

YAŞAM ve ZAMAN!

İnsan, dünya yaşamında çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerinden geçer.
Çocukluk ve gençlik dönemleri insanda henüz “zaman” kavramının yeterli düzeyde anlaşıldığı ve değerlendirildiği bir dönem olamamaktadır, ne yazık ki!
Okullarımızda ilköğretimden itibaren zaman konusunu işleyen derslere ayrı bir önem vermek gerekir, bunu en güzel şekilde anlatarak, çocuklarımızın ilk ve orta öğretimde zaman hakkında yeterli düzeyde bilinçlendirilmesi şarttır.
Ailede, zamanın nasıl kullanılması konusunda çocuklarına yardımcı olabilmelidir.
Eğitim, insan sorunlarını çözmede kullanılan önemli bir yöntemdir. Bu yöntemle insan, zamanını değerlendirememenin yaşamında getirebileceği sonuçları daha süratle öğrenebilir.
Zamanı geldiği halde, yapılmayıp ertelenen işler, insana ileride pişmanlık, sıkıntı, üzüntü ve acı olarak dönen sorunlardır.

Eğitim için okula, vatani görev için askere gitmemek, durumu müsait olduğu halde evlenip çocuk sahibi olmamak, yakınları ile bağlantıyı koparmak zaman sürecinde değerlendirildiğinde insanın israf ettiği bir zaman dilimidir ve geriye kalan sadece KEŞKE !

Bazı insanların telefon başında başkalarının hayatını izlerken kendi hayatı akıp gidiyor zaman geçip gidiyor artık uyanıp kendi hayatınızı yaşama zamanı!
Oyun salonu, kafe de, herhangi bir yerde hiçbir şey yapmadan zaman geçirmesi, çalışmadan tembelliğe yönelmesi başkalarından ilgi ve yardım beklemesi zamanı israf etmekten başka bir şey değildir.

İnsan, çocukluk ve gençlik döneminden sonra olgunluk döneminde zamanın önemini kavramaya, farkındalık oluşturmaya ve yaşadıklarını zaman olarak sorgulamaya başlar. Geçen zamanın geriye gelmediğini anlayan insan yaşadığı pişmanlık ile zamana karşı bir yarış içine girer.
Ömrümüzün kış dönemi olarak ifade ettiğimiz yaşlılık ise bir muhasebe dönemidir. Geçmiş, geride kalmış, gelecek zaman ise ömrümüz daralmış ve insan bu dönemde zamanın kıymetine daha çok vakıf olduğundan israf edilecek bir saniyenin dahi olmaması gerektiğini düşünür…

 

Bunun içinde hadi !
Değişime Kendinizden Başlayın! İsrafı bırakın!

 

* Akıllı alışveriş yapın.
* Son kullanma tarihleri konusunda dikkatli olun. Çünkü bu tarihler her zaman gıda güvenliğiyle ilgili değil, üreticilerin en yüksek kalite için önerileri şeklinde de oluyor, uygun şartlarda muhafaza edilirse çoğu gıda daha uzun sürede tüketilebilir.
* Porsiyonlarınızı küçültün ve Restoranda tabağınızda kalanları paket yaptırın.

* Neleri çöpe attığınızı gözlemleyin. Bir hafta boyunca çöpe attığınız her şeyi bir yere kenara yazın gördüklerinize sizde şaşıracaksınız.
* Öğünlerinizi planlayarak liste yapın, bu şekilde ihtiyacınız olmayan ve tüketmeyeceğiniz ürünleri almayacaksınız.
* Hızlı bozulan gıdaları, yenilerini almadan önce tüketin. Marketten getirdiğiniz paketleri boşaltırken son kullanma tarihine az kalmış olanları dolabın önüne, diğerlerini arkaya yerleştirin.
* Her hafta bir akşam yemeğini, yeni yemek pişirmek yerine kalanları tüketmeye ayırın.
* Bozulmamaları için gıdayı daha iyi saklayın ya da yeteri kadar alın.
* Buzdolabınızı mutlaka kontrol altında tutun ve etkili şekilde çalışıp çalışmadığından emin olun.
* Zaman’ı çok iyi değerlendirin.
* Sevginizi çok iyi değerlendirin.
* Olmanız gereken yerde zamanında ve gerektiği kadar durun.
* Okuma zamanı belirleyin.
* Uyuma zamanı belirleyin.
* Telefon için belirli zaman ayırın.
* Tahammül sınırlarınızı belirleyin, sabrınızı da israf etmeyin.
* Maddi ve manevi her konuda hayata dair her alan da
Bilinçli tüketici olma zamanı!
Güzel bir sözle yazımızı tamamlayalım;

 

“Hayatı seviyor musunuz?

Öyle ise zamanı israf etmeyiniz. Çünkü hayat ondan yapılmıştır.” – B.J –

 

Köşe Yazısı: Fethiye YILDIRIM

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.