11 Haziran 2024 Salı
SAÇ VE TIRNAK HASTALIKLARI - Köşe Yazısı -11 Haziran 2024
İzmir Çiğli'de Cinayet
Çekirdekten Ağaca - Köşe Yazısı - 16 Mayıs 2024
Sağlıklı Bir Yazın Anahtarı - Köşe Yazısı - 09 Mayıs 2024
Bolu Dağı'nda sis sürücülerin görüş mesafesini düşürdü
Müdür Yardımcısı Gözde Yoksul: Çocuklar Geleceğin Teminatı - 23 Nisan
Köşe Yazısı: DR. İlker EMİRCAN
Tiroid bezi ortalama 5 santimetre boyutunda bulunan iki lobdan meydana gelen yaklaşık 25 gram ağırlığa sahip endokrin olarak adlandırılan bir organdır, boyun bölgesinde yer alır ve çeşitli fonksiyonlarla vücudumuza işlevsellik kazandırır, ancak bazı hastalıklar neticesinde tiroid bezinde problemler meydana gelebilir. Bunlar da tiroid bezi hastalıkları olarak isimlendirilmektedir ve her birinin farklı gelişim süreçleri, teşhis ve tedavi uygulamaları mevcuttur.
Tiroid bezi işlevleri vücut için kritik görevleri de içermektedir. Beyinden aldığı emirler neticesinde tiroid bezi tiroid hormonlarını salgılamaktadır ve bu tiroid hormonları ile vücudumuzdaki çok sayıda aktivite gerçekleştirilir. Bunların başlıcaları, büyüme gelişme süreçlerinde kullanılmaları, uyku döngüsü, kalp fonksiyonları ve çok sayıda metabolizma faaliyetinde yer alması olarak sıralanabilir.
Tiroid bezi hastalıkları tiroid bezinin az çalışması veya çok çalışması gibi problemler üzerinden meydana gelebilir. Bu tip en sık rastlanan tiroid bezi hastalıklarını göstermektedir ancak bundan bağımsız olarak Guatr, nodüller ve tiroid bezi kanseri gibi farklı tipte hastalıklar da görülebilir. Tiroid bezinin fazla çalıştığı hastalık olan hipertiroidi kendisini aşırı terleme, sıcak ortamlara tahammül edememe, çarpıntı, anksiyete kaygı problemleri ve yükselen iştahla gösterir.
Tiroid bezinin tam tersi şekilde düşük seviyede çalıştığı hastalık olan hipotiroidi ise yorgunluk, halsizlik, aşırı uyku hali, dikkat ve konsantre problemleri, kolay kilo alabilme ve kadın hastalarda adet düzensizlikleri gibi yakınmalar üzerinden kendini göstermektedir. Tiroid bezinde nodüller de meydana gelebilir. Bu tiroid bezi nodülleri kendini bazı durumlarda hiç belli etmeyebilir ancak hem hipertiroidi hem de hipotiroidi benzeri yakınmalar göstermesi de mümkündür.
Tiroid bezinin genişlemesi guatr hastalığı olarak bilinir. Boyunda, ses tellerinde şişlik, yumru ya da herhangi bir rahatsızlık durumunda guatr araştırılması yapılmalıdır. Guatr hem hipertiroidi hem de hipotiroidi hastalarında meydana gelebilmektedir. Sürekli uyuma isteği, normalden fazla uyuma ve sürekli yorgun hissetme özellikle hipotiroidinin belirgin özelliklerindendir. Hipertiroidi ise uykuya dalmada güçlük çekilmesine sebep olur. Bunun sebebi tiroid bezinin aşırı aktivitesi ve bununla birlikte nabzın hızlanmasıdır. Tiroid hastalıkları zihinsl faaliyetlerinizi de etkilemektedir. Hipotiroidi, beyninizdeki serotonin hormonu seviyesini etkilemektedir.
Bu nedenle depresif hissetme, hafızanın zayıflaması, zihnin bulanıklaşması gibi şikayetler oluşmaktadır. Hipertiroidizm ise fazla tiroid hormonu nedeniyle; panik atak, anksiyete ve düşük konsanstrasyon gibi şikayetlere sebep olur. Sürekli kilo alıyorsanız ve kilo vermekte zorlanıyorsanız tiroid hormonlarınızla ilgili olabilir. Tiroid hormonlarının gereğinden az ya da çok olması kilonuzda etkilidir.
Aynı şekilde yemek yemenize rağmen kilo veriyorsanız da bu tiroid hastalığına işaret olabilir. Tiroid hastalıkları hormon seviyelerindeki değişimler nedeniyle kabızlık, diyare ya da huzursuz bağırsak sendromu gibi bağırsak problemlerine yol açmaktadır. Hipotiroidi ve hipertiroidi kas ve eklemlerinizde yine hormonların az ya da çok olmasına bağlı olarak etkili olmaktadır. Uzuvlarda karıncalanma, kas ya da eklem katılaşması, eklemlerde ağrı ve zayıflık gibi şikayetlerin sebebi tiroid hastalıkları olabilir.
Tiroid hastalıkları yumurtlamayı etkilemektedir. Bu nedenle tiroid hastalıklarına bağlı olarak adet dönemi ağrılı ve daha uzun ya da düzensiz ve daha kısa sürebilir. Ayrıca çocuk sahibi olmak isteyenlerin yaşadığı problemlerin nedenlerinden birisi de tiroid hastalıkları ile ilişkili olabilmektedir. Saç dökülmesi, derinin ince ve hassas olması, saçların kuru ve cansız olması gibi deri ve saç şikayetlerinin sebebi tiroid hastalıkları nedeniyle oluşan hormonal bozukluklar olabilir. El ve ayakların sürekli soğuk hissedilmesi, üşüme hipotiroidi hastalığına, sıcağa tahammülsüzlük, aşırı terleme ise hipertiroidi hastalığına işaret ediyor olabilir. Yüksek kolesterol ya da beklenmedik seviyede düşük kolesterol tiroid hastalıklarının habercisi olabilir.
Ayrıca hipotiroidi hastalarının hipertansiyon olma riski çok fazladır. Bunun yanı sıra hipertiroidi hastalarının küçük tansiyonu normal seviyedeyken bile büyük tansiyon yüksek seviyede çıkabilmektedir. Tiroid hastalıkları kalp atış hızını da etkilemektedir. Hipotiroidi hastalarının kalp hızı genellikle normal seviyeden daha düşüktür. Hipertiroidi hastalarının ise kalp atış hızı fazlalaşabilir ve çarpıntı sorunu yaşayabilirler.
Tiroid bezi işlev itibariyle vücudumuzun önemli parçalarından biridir ve çok sayıda rahatsızlıkla mücadele etmek zorunda kalabilir. Bu hastalıklar birbirinden farklı gelişim nedenleri ve belirti gösterebilir. Aynı şekilde birbirinden farklı teşhis ve tedavi süreçlerine de sahip olabilirler. Guatr, Hashimato Tiroidi, Hipertiroidi, Hipotiroidi, Tiroid Nodülleri ve Tiroid Kanseri bu hastalıklar arasındadır.
Tiroid bezinin büyümesi rahatsızlığı guatr olarak isimlendirilmiştir. Guatr hastalığının temelinde çoğunlukla vücuttaki iyot eksikliği yatmaktadır. Guatr hastalığının oluşumunda tiroid bezinin büyümesi nodüllü veya nodülsüz olarak gerçekleşebilir. Tiroid bezi işlevlerini yerine getirdiği sürece ve çevresindeki organlara zarar verecek boyutlara ulaşmadığı takdirde guatr tehlike yaratmaz ancak bu tip durumların tam tersi de gelişebilir ve bu sebeple takibi önemlidir. Hashimoto tiroid hastalığı gibi iltihaplı tiroid hastalıkları, graves hastalığı, tiroid bezinde nodüller, kistler, hamilelik, ailede nodül geçmişi bulunan bireyler ve tiroid kanseri guatr nedenleri arasındadır.
Boyunda şişlikler, yutkunma problemleri, nefes alma problemleri ve öksürme gibi belirtilerle kendini gösterir. Fiziksel muayeneyi takiben çeşitli kan tetkikleri ve tiroid otoantikorlarının incelemesi gerçekleştirir. Nodüllü bir oluşum söz konusu ise tiroid sintigrafisi ve ultrasonografi yöntemlerinden faydalanılır. Nodüllerin görüntüsü şüphe yaratıyorsa iğne biyopsisi ile detaylı inceleme gerçekleştirilir. Guatr tedavisi öncelikle hastanın takip altında tutulmasını gerektirir. Yaşanan guatr tipine ve şiddetine göre özellikle iyot tedavisi fayda sağlayabilir. İyot tedavisine ek olarak radyoaktif iyot tedavisi ve cerrahi operasyon da yapılabilir. Aynı şekilde medikal ilaç uygulamaları da mevcuttur.
Vücudun ihtiyaç duyduğundan daha fazla tiroid hormonunun üretilmesi olarak tanımlanabilir. Bu durum; organların işlevlerinin hızlanmasına neden olur. Hipertiroidi; kendisini farklı belirtiler ile ortaya çıkarır. El titremesi, çarpıntı, sinirlilik, halsizlik, kilo kaybı, aşırı terleme, duygusallaşma, heyecanlanma, ishal, sıcağa karşı duyarlılık, yorgunluk, saç dökülmesi, gözlerin öne çıkması ve adet düzensizliği gibi belirtilere rastlanabilir. Hipertiroidi tedavisinin ana prensibi tiroid bezi hormonlarının normal aralıkta tutunabilmesini sağlamaktadır. Bunun sağlanabilmesi için ilaç tedavisi, cerrahi, radyoaktif iyot tedavisi gibi prosedürlerden uygun olanı ya da olanları belirlenir ve tedavide kullanılır.
Tiroid bezinin üretiminden sorumlu olduğu hormonların yeteri kadar üretilememesi halinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bilhassa T3 ve T4 hormonlarının az üretilmesi söz konusudur. Anemi, halsizlik, kabızlık, uykusuzluk, terleme, cilt kuruluğu, ses kısıklığı gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Tiroid dokusunda meydana gelen anormal yumru ve kitleler olarak özetlemektedir. Guatr başta olmak üzere çok sayıda hastalığa yol açabilir. Guatr nodüllerinin iyot eksikliğinden meydana geldiği bilinmektedir. Tıpkı guatr gibi boyunda dolgunluk ve şişlik, ağrı, rahatsızlık, ses ve nefes problemleri ile kendini gösterir. Teşhis yöntemleri guatr ile benzerlik göstermektedir. Öncelikle tiroid nodülünün bening yani iyi huylu yada malign yani kötü huylu olup olmadığı kesinleştirilmelidir. Bunun için öncelikle kan testleri ve görüntüleme yöntemleri yapılır. Bunların arasında tsh st3 st4 kan testleri ve tiroid ultrasonu ve sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemleri en sık kullanılanlardır.
Tiroid hormon testleri (st3, st4, tsh) özellikle hastanın metabolizmasını ve tiroid fonksiyonlarını gösteren en önemli testlerdir. Bu testlerden sonra hastanın ultrasonografik olarak nodülün şekli çapı sertlik derecesi, damarlanma özellikleri, kenar özellikleri araştırılır, ayrıca sintigrafi ile nodülün hormon üreten (sıcak) veya hormon ütretmeyen (soğuk) nodül olup olmadığı belirlenir.
Günümüzde cerrahi yöntemlerin ve uygulamaların gelişmesi yanında cerrahi öncesi yapılan tetkiklerin de gelişmesi sonucunda nodüllerin %99 üzerinde bir kesinlikle kötü veya iyi huylu olup olmadıkları tespit edilebilmektedir. Kötü huy şüphesi olan nodüllerde ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılmaktadır. Bunun sonucuna göre eğer şüpheli veya malign ise nodül çıkartılmasına karar verilir. Bazı durumlarda ise nodül veya nodüller iyi huylu olmasına rağmen cerrahiye karar verilebilir. Bu nodüller yüksek riskli olup klinik olarak kontrol altına alınamayacak veya takibi güç olan nodüllerdir.
Örneğin aşırı büyük olup solunum baskısı yapabilen tiroid nodülleri yada birden fazla sayıda olup sürekli sayı ve büyüklük artışı gösteren nodüller gibi. Bunun yanında boyun şişliği belirgin ve hastada estetik kaygısı varsa cerrahi yapılabilir. Tıbbi olarak zorunluluk gerektiren durumlar sadece kanser varlığı yada aşırı solunum baskısı yapmasıdır. Tiroid nodülü cerrahi olarak alınmadan önce kişinin yaşı sosyal durumu ve yaşantısının etkilenmesi gibi birçok sebep göz önüne alınmalı ve bunlara göre değerlendirilmelidir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.