1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Köşe Yazısı: M. Seyfali KOCA

Geçtiğimiz hafta milli müsabakaların oynandığı Euro 2024 yolundaki takımların yavaş yavaş belli olduğu bir haftaydı. Ve inanır mısınız bilmem; umutsuz, ümitsiz ve heyecansız başladığımız haftayı öyle bir şekilde tamamladık ki sanki bir rüya bir sihirli değnek. Hem Hırvatları hem Letonyalıları yenerek Euro 2024’e gitmeyi garantiledik. Hem de 1 maç önceden(!). Şaşırdınız değil mi? Hepimiz şaşırdık ve şaşırdığımızdan fazla sevindik, kutladık.

Yıllar sonra ilk defa matematik hesapları yapmadan, puan problemleri çözmeden ve hiçbir takıma bel bağlamadan kendi söküğümüzü dikmeyi bildik.
Öyle bir stoper ikilisi yakaladık ki dillere destan anlat anlat bitiremezsin. Abdülkerim ve Samet. Sanki yıllardır birlikteler, sanki yıllardır bu forma altında oynuyorlarmış gibi. Halbuki iki oyuncunun milli maçlarının sayısı iki elin on parmağını geçmez. Helal olsun sizlere.

Öyle bir teknik direktör yakaladık ki gönüllere destan anlat anlat onu da bitiremezsin. Montella. Sanki Türk, sanki bizden, sanki bir Adanalı(!), sanki bir winner. Halbuki daha ikinci milli maçı. Helal olsun sana Montella helal olsun!

Hakan Çalhanoğlu A Milli Takım Kaptanı

Ve öyle bir toksik ilişki yakaladık ki gözlere destan anlat anlat, sabaha kadar konuş, sohbet et yine de bitmez. Hakan Çalhanoğlu. Sanki bir el freni, sanki emniyet kemeri, sanki bir dur levhası. Halbuki bir de kaptan(!). Bilmem kaçıncı milli maçı ve hala bir aidiyet hırs göremezsiniz. Türkiye Milli Takımı ve Hakan Çalhanoğlu ilişkisi bence ve birçok futbolseverce son bulmalı, iki tarafa da daha fazla zarar vermeden yıpratmadan bitirilmeli.

Ve son olarak Euro 2024 organizasyonuna seslenmek istiyorum : “ YENİ GELMEDİK, GERİ GELDİK”